Bir Duayen, Bir İşletme; Jeffrey Tucker, Primi Balat

Özgün konsepti ve dekorasyonuyla makarna severlerin yeni adresi Primi Balat, kapılarını açtı. İtalya’dan gelen aşçısının danışmanlığında hazırlanan özel menüsüyle Primi, yine Balat’ta bulunan ve yine Denge’li İşletmeler arasında yer alan Forno’nun kardeş kuruluşu. Çarşamba günleri hariç, haftanın her günü hizmet veren Primi Balat’ı ve sektörü, Kurucu Ortak Jeffrey Tucker’dan dinledik.   

Bize işletmenizden kısaca bahseder misiniz? Ne zaman kuruldu, bu işe girerken ne düşündünüz? İşletmenizi diğer işletmelerden farklı kılan en önemli özellik nedir?

Primi Balat, bir İtalyan restoranı olarak bu yıl kapılarını açtı. Aslında daha önce aynı mekânda 2014’te açtığımız bir kafemiz vardı. Biz bu yıl farklı bir şey yapalım istedik. Ben 20 yıl İtalya’da yaşadım bu yüzden İtalyan mutfağına oldukça hâkimim. Balat’ta İtalyan mutfağı yapan başka bir mekân yok. İtalya’dan bizlere danışmanlık vermek üzere bir aşçı ile çalışarak, menülerimizi hazırladık ve kapılarımızı açtık. Bir maceraya girdik diyebiliriz ve şu anda oldukça başarılı gidiyoruz.

Başarınızın sırrı nedir? Bu sektörde iyi işler yapabilmek için neler gerekiyor? Sektöre girmek isteyen yeni girişimci adaylarına ne tavsiye edersiniz?

Yeme içme sektöründe son zamanlarda, İstanbul’da yeni yerler açılıyor. Fakat gördüğüm kadarıyla farklı bir şey yapan çok az sayıda işletme var. Mesela bir lokmacı modası oldu ve herkes lokmacı oldu. Lahmacuncu açıldı, yanına bir sürü lahmacuncu açıldı. Benimde tavsiyem diğer işletmelere farklı konularda servis vererek özgün ve yaratıcı olmalarıdır. Farklılaştığınız zaman insanların merakını cezbediyorsunuz ve birde kaliteli hizmet veriyorsanız o zaman devamlı müşterileriniz oluyor sektörde. Bizde bu yıl bu yüzden İtalyan mutfağına yönelelim istedik. Aslında yine sadece İtalyan makarnası yapan 1-2 tane işletme var. Fakat Balat’ta ilk defa olacağı için İtalyan lokantası açmaya ve sadece makarna konusunda hizmet vereye karar verdik. Bunu yaparken de yine farkımızı ortaya koyduk tabii… Tüm makarnalar ve soslarımız, doğal, katkısız ve tamamen kendi üretimimiz. Yan ürünler konusunda da son derece titiz davranıyoruz. Aynı bakış açısına sahip üreticileri buluyor ve yalnız onlarla çalışıyoruz.

Sizce, yeme içme sektörünün en temel sorunları nelerdir? Sektörün geleceğiyle ilgili iyimser misiniz, yoksa karamsar mı? Neden?

Yeme içme sektörü geleceği açık olan bir sektör. Bütün piyasalarda, Avrupa’da, Türkiye’de ve başka yerlerde kriz zamanlarında bile insanlar yemek ve içmekten vazgeçmiyorlar. Dolayısıyla bu sektöre yatırım yapmak bence doğru bir adım. Tabii birçok sorunları da var. Mesela Türkiye’de kalifiye eleman bulmak oldukça çok zor ve bu konuda eleman yetiştiren çok az yer var. Bu yüzden sıkıntılar yaşıyoruz ve elimizden geldiğince çalışanlarımıza kendi eğitimlerimizi veriyoruz. Ama yine de önü açık bir sektör olduğu konusunda inançlıyız.

Arkhe’yi tercih etme sebebiniz ne oldu? Bu tercihiniz işletmenize ne kazandırdı? Öncesini ve sonrasını değerlendirebilir misiniz?

Bu sektörde olduğunuz zaman bazı şeyleri profesyonelce yapmanız gerekiyor. En önemlisi taze gıdalar vermek ve servis kalitesini yüksek tutmak. İnsanlar harcadıkları paranın karşılığını almak istiyorlar. Dolayısıyla ne kadar memnun kalırlarsa müşteri portföyünüz aynı oranda artıyor. Bunu sağlayabilmenin en temel gereksinimlerinden bir tanesi ise teknoloji. Biz 4 sene önce Arkhe ile tanıştık. Arkhe sayesinde nereye gittiğimizi, neleri satabildiğimizi-satamadığımızı, stok detaylarımızı rahatça görebiliyoruz. Bu da ileriye dönük plan yaparken bize yol gösteriyor. Arkhe ile çalışmaktan çok memnunuz.

Sizce, Arkhe’yi rakiplerinden ayıran en büyük özellik nedir?

Ben teknolojiye oldukça uzak biriyim, bu yüzden endişelerim vardı. Fakat Arkhe’yle ilk tanıştığımız andan itibaren gerek aldığımız eğitimler, gerek devamlı yakın takipte olmaları beni çok rahatlattı. Arkhe’yi diğer firmalardan ayıran en büyük özelliği bu aslında. Çok kolay herkesin rahatlıkla kullanabileceği bir yazılım. Ücretleri de daha önce gözümü korkuttukları gibi yüksek rakamlar değil. Ben Arkhe’yi bizim partnerimiz olarak görüyorum. Çünkü Arkhe’nin yazılımı olmasa nerede olduğumuzu bilmeyeceğiz ve geleceğe yönelik planlar yapamayacağız.

27 / 11 / 2019
Bir Duayen, Bir İşletme; Jeffrey Tucker, Primi Balat