Bir duayen, bir işletme / Cafe Smyrna Cihangir, Yeliz Şahin

Cihangir’in en huzurlu köşelerinden Cafe Smyrna, sıkılmadan saatlerce oturabileceğiniz, alışkanlık yaratma potansiyeli oldukça yüksek şirin mi şirin bir mekân... Semtin en samimi ve ev konforundaki kafesi de diyebiliriz aslında. Yemekleri, kahvaltıları, atıştırmalıkları, alkollü içecekleri; özellikle de kokteylleri ile konuklarına birbirinden özel lezzetler sunuyor. Üstelik sevimli kedileriyle de hayvan dostu bir mekân olarak konuklarının kalbini kazanmış. 2002 yılında açılan ve müdavimlerinin vazgeçemediği Smyrna Cihangir’in hikâyesini Yeliz Şahin’den dinliyoruz.

 

Bize işletmenizden kısaca bahseder misiniz? Ne zaman kuruldu, bu işe girerken ne düşündünüz? İşletmenizi diğer işletmelerden farklı kılan en önemli özellik nedir?

Smyrna Cihangir, Cihangir’in ilk açılan cafe&bar konseptli mekânlarından biri... Herkesin çekindiği ve o dönemlerde girmediği 2002 yılında kuruluyor. Ardından birçok mekân peş peşe açılmaya başlıyor. Cihangir sonrasında bugünkü güzel bir muhit halini alıyor.

Bu işe Amerika’da başladım. Eski basketbolcuyum ve Amerika’da oynadım. Antrenörlük yaptım. Antakyalıyım aynı zamanda… Yemek yemeyi ve mutfak kültürünü seviyorum. Amerika’da çok değişik yerlerde farklı mutfaklar tanıma şansım oldu. Orada bir Yunan restoranı alarak işe başladım. 3-4 sene Amerika’da deneyim kazandım. 10. yılın sonunda Türkiye’ye dönmeye karar verdiğimde tekrar basketbol ile ilgili işler yaparken mutfağı çok özlediğimi fark ettim. Cihangir’de, ortağım ve kardeşim ile birlikte bu oluşumda yer almaya karar verdik ve Smyrna Cihangir’le başladık. 1 sene öncesine kadar da ortağımızla yolları ayırdık.

Müdavim mekânı Smyrna Cihangir… Çok uzun senelerdir burada olduğu için kemikleşmiş bir müşteri kitlesine sahip. Samimiyet var. İnsanlar, tıpkı evleri gibi adreslerini burası olarak gösteriyorlar. Her şeyimizle aile gibiyiz. Bence herkese iyi gelen tarafı da bu. İşletmemizi diğer işletmelerden farklı kılan özelliğimiz bu olsa gerek.

 

Başarınızın sırrı nedir? Bu sektörde iyi işler yapabilmek için neler gerekiyor? Sektöre girmek isteyen yeni girişimci adaylarına ne tavsiye edersiniz?

Başarımızın sırrını müdavim mekânı olmamız, samimi ilişkiler ve sıcak bir ev ortamı diye özetleyebiliriz. Ben kendimi işe geliyor gibi hissetmiyorum. Menajerlik ve antrenörlük yaptığım için her işte olduğu gibi bu işi yaparken de olaya takım gözüyle bakıyorum. Bir takım kadrosunu nasıl yönetirseniz karşılığını da ona göre alırsınız. Herkese görevini itinayla paylaştırırsanız ve çalışanlarınıza özgüven verirseniz bunun da müşteriye aktarımının çok güzel olduğunu görürsünüz. Ekibinize kendilerini iyi hissettireceksiniz ki, müşterileriniz de kendilerini iyi hissedecek. Çünkü bizim gün içinde her müşteriye ulaşma veya dokunabilme imkânımız bulunamıyor. Önceliğim ekibimin mutluluğu…  Sektörde iyi işler yapabilmek için bunların hepsine dikkat etmek gerekiyor.

Sektöre girmek isteyen yeni girişimci adaylarının lokasyonu iyi seçmeleri gerektiğini düşünüyorum. İsterseniz en muhteşem yemeği yapın ve süper bir hizmet verin; eğer hitap etmek istediğiniz müşterinin konumunda yer almıyorsanız başarılı olamazsanız. Yanlış yerde doğru şey satmanın hiçbir anlamı olmuyor.

 

Sizce, yeme içme sektörünün en temel sorunları nelerdir? Sektörün geleceğiyle ilgili iyimser misiniz, yoksa karamsar mı? Neden?

Amerika’da iş yapmış biri olarak bu soruyu güven konusunu başa alarak yanıtlayabilirim. Tedarikçi ve sektördeki işletmelerin arasında ciddi bir güven problemi oluyor. İlk başta bizimle bir liste paylaşılıyor. Bir sonraki hafta, fiyatlar o listedekinden çok daha farklı gelebiliyor. Böyle durumlarda biz, ister istemez müşteri ve yeme-içe kısmıyla değil, işin mali tarafına odaklanmak durumunda kalıyoruz. O insanın size % 100 şeffaf olması gerekiyor ve yalnızca anlaşma aşamasında değil, aynı iletişimin tıpkı ilk baştaki gibi sürmesini istiyorsunuz.

İyimserdim aslında. Zamları kontrol altına alabilirsek iyimserim. İnsanlar için yeme-içme kültürü ciddi bir boyut kazandı. Ülkemizde ünlü franchise işletmelerin günden güne artmasından bu durumu anlamak çok kolay. Eskisinden çok daha fazla dışarıda buluşma ve yeme-içme isteği söz konusu. Yeni nesille birlikte sürekli bir hareket var. Daha genç bir toplum olmamızın da etkisi vardır muhakkak.

İşletmelere de önemli görevler düşüyor. Sürekli zamları bahane etmemek gerekiyor. Bizlerin de fedakârlık yapması gerektiği dönemler olabilir. Önden stoklayabiliyorsak stoklayacağız. Stoklanan ürünleri yüksek fiyata vermek için değil, müşteriyi memnun edebilme anlamında yapacağız. Çift taraflı bir özveri olması gerektiğine inanıyorum.

 

Arkhe’yi tercih etme sebebiniz ne oldu? Bu tercihiniz işletmenize ne kazandırdı? Öncesini ve sonrasını değerlendirebilir misiniz?

Üniversiteden çok yakın bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine Arkhe ile yollarımız kesişti. Kendisinin memnuniyeti ile biz de tanışmak istedik. Farklı sistem de kullandık. Arkhe ile başarıyı yakaladık. Sistem üzerinde kontrol sağlayabilmek, satışları rahatlıkla gözlemleyebilmek muazzam bir kolaylık... Hızlı, kolay ve anlaşılır bir sistem. Kafamı kurcalayan en ufak bir konuda kendileriyle iletişime geçerek yanıt bulabiliyorum.

 

Sizce, Arkhe’yi rakiplerinden ayıran en büyük özellik nedir?

İlk başta müşterilerimizin bizlerle ilgili hissettiği aile sıcaklığını bizler de Arkhe için hissediyoruz. Ekibin çözüm odaklı yaklaşımı, yardımseverliği, sıcaklığı ve muhabbeti son derece memnun edici. Yalnızca iş konuşmak zorunda değilsiniz, zaman içerisinde ekiple samimi bir iletişim yakaladığınızı fark ediyorsunuz. Samimiyet bulduğum her şeyde devam eden bir yapım var. Arkhe’yle yola bu yüzden devam ediyorum.

29 / 10 / 2018